1. Anasayfa
  2. Türkücüler

Halk Ozanı Aşık Sümmani'nin Hayatı? Aşık Sümmani Kimdir?

Aşık Sümmani, Türk halk edebiyatının önemli bir figürüdür. Doğu Anadolu Bölgesi'nde tanınan ve sevilen bu halk şairi, saz ve söz ustalığıyla pek çok kişiyi etkilemiştir. Özgün tarzı ve duygu dolu türküleriyle halkın kalbinde özel bir yer edinmiştir. Ancak, bazı kaynaklarda yer alan yanlış bilgiler nedeniyle, Aşık Sümmani'nin Alevi olduğu yönünde iddiaların bulunduğu unutulmamalıdır. Bu makalede, Aşık Sümmani'nin sanatına, hayatına ve doğru bilgilere odaklanacağız.

Halk Ozanı Aşık Sümmani’nin Hayatı? Aşık Sümmani Kimdir?
Aşık Sümani
0

Aşık Sümmani, Türk halk edebiyatının önemli bir figürüdür. Doğu Anadolu Bölgesi’nde tanınan ve sevilen bu halk şairi, saz ve söz ustalığıyla pek çok kişiyi etkilemiştir. Özgün tarzı ve duygu dolu türküleriyle halkın kalbinde özel bir yer edinmiştir. Ancak, bazı kaynaklarda yer alan yanlış bilgiler nedeniyle, Aşık Sümmani’nin Alevi olduğu yönünde iddiaların bulunduğu unutulmamalıdır. Bu makalede, Aşık Sümmani’nin sanatına, hayatına ve doğru bilgilere odaklanacağız.

Aşık Sümmani Kimdir?

Aşık Sümmani, 1860 (bazı kaynaklara göre 1862) yılında Erzurum ilinin Narman ilçesinin Samikale köyünde doğan ve aynı köyde 5 Şubat 1915’te vefat eden ünlü Türk Halk Şairi’dir. Asıl adı Hüseyin olan Aşık Sümmani, Kafkaslardan gelerek Erzurum’un Samikale Köyü’ne yerleşen fakir bir ailenin tek çocuğudur. Babası Hasan, Kasımoğulları’ndandır ve okur yazar olup bilgili bir insandır, ancak çobanlık yaparak geçimini sağlamaktadır.

Hayatı boyunca çiftçilik ve çobanlıkla uğraşan Aşık Sümmani’nin şiirleri hem sözlü geleneğin aktarımları hem de yazılı kaynaklarda (cönkler) yer almaktadır. Şiirlerinden yola çıkarak, iyi bir öğrenim gördüğü düşünülmektedir. O, Badeli âşıklarımızdan biridir ve rüyasında gördüğü Gülperi’yi bulmak için Kafkasya, İran, Kırım ve Afganistan gibi birçok yeri gezip dolaşmıştır. Sadece Doğu Anadolu Bölgesi’nin değil, bütün Türkiye’nin önde gelen âşıklarındandır.

Sümmani, sağlığında hikayeler tasnif etmiş ve anlatmıştır. Bazı hikayeleri, onun hakkında hazırlanan kitaplarda yer almıştır. Bildiği rivayet edilen hikayeler arasında Kerem ile Aslı, Latif Şah, Sevdakâr Şah, Sümmani ve Gülperi, Tufarganlı Âşık Abbas ve Gülgez Peri gibi örnekler bulunmaktadır. Şubat 1915 tarihinde vefat etmiş ve mezarı köyünde bulunmaktadır.

Babası Hüseyin’i dini ve ahlaki yönden eğitmiş olsa da, Hüseyin okuma yazma öğrenememiş ve resmi bir eğitim almamıştır. Bu nedenle, genç yaşlarda babasıyla birlikte çobanlık yapmaya başlamıştır, ve Ablaktaş mevkiinde bu görevi sürdürmüştür.

Bade İçmesi Nasıl Olmuştur?

Hüseyin, bir gün sürüyü otlatırken yorgun ve aç bir atlı adamla karşılaşır. Adam ondan ekmek istediğini söyler ve nerede misafir olabileceğini sorar. Hüseyin, elindeki 3 arpa ekmeğinin yarısını adamla paylaşır. Karşılığında, atlı adam ona bir dua öğretir ve 40 gün boyunca bu duayı okuyup cebine 100 taş koyup, her okuyuşunda bir taşı atmasını söyler.

Hüseyin, adamın öğrettiği gibi 40 gün boyunca dua eder ve sonunda Ablaktaş’a döner. Babası o gün köyde olmadığı için sürüyü yalnız otlatırken, namaz vaktini beklerken uykuya dalıp rüya görür. Rüyasında üç dervişle karşılaşır ve onlarla birlikte namaz kılar. Dervişler, Hüseyin’e abdest aldırır ve üç bardak şerbet sunarlar. Fakat Hüseyin, şerbetin içeriğini anlayamayarak içmeyi reddeder.

Bunun üzerine bir derviş, parmağını şerbete batırarak Hüseyin’in ağzına sürer. Hüseyin, uykusundan uyanır ama dervişler ve şerbet kaybolur, sadece güzel bir tat ağzında kalır. Tekrar uyuduğunda dervişleri ve Gülperi adında bir kızı rüyasında görür. Dervişler, bu şerbetin aşk badesi olduğunu ve sevdiği kız olan Gülperi’nin Şah Abbas’ın kızı olduğunu söylerler. Hüseyin, Gülperi’nin yüzünü görür ve üç bardak şerbetle bir kitap okumaktadır.

Gerçek hayata dönen Hüseyin, ne Gülperi’yi ne de dervişleri göremez. Sürüsü de ortada yoktur. Yolda bir atlıyla karşılaşır ve adam ona, “Korkma oğlum, sen ereceğine erdin.” der. Bundan sonra “Sümman” (Sonuncu, sona ait) mahlasını kullanacağını ve bu dünyada Gülperi’ye kavuşmanın kendisine haram olduğunu anlar.

Aşık Sümmani’nin Gurbete Çıkışı

Yaklaşık otuz kırk gün sonra, Sümmani sıra gecelerine katılmak istemiş ve babası onu bu etkinliğe götürmüştür. Sıra gecesinde türkü söyledikten sonra, herkes Sümmani’nin içindeki badeli aşığı fark eder ve anlarlar. Bu olayın ardından Sümmani, saz çalmayı da öğrenir. Ancak zaman geçtikçe, köyde kalamayacağını ve sevdiğini bulmak için uzak diyarlara gitmeye karar verir. Kafkasya, Hindistan, Afganistan ve İran topraklarını dolaşsa da, sevdiği Gülperi’yi bulamaz. Bir gece rüyasında, Gülperi’nin ona işaret almadan yola çıkmaması gerektiğini söylediğini görür ve bu durum onu derinden üzüntüye boğar.

Yaşlanan Sümmani, artık sadece kahvelerde saz çalarak ve türküler söyleyerek geçimini sağlamaya başlar. Gülperi de Sümmani’den haber alamamış ve onun yokluğundan dolayı üzülmüştür.

Nihayetinde, Sümmani Samikale Köyü’nde 5 Şubat 1915’te hayatını kaybeder ve aynı gün Gülperi de vefat eder. Bu şekilde, aşkları hem bu dünyada hem de sonsuzluğun ardından bir araya gelmiş olur. Onların sevgi dolu hikayesi, halk arasında efsaneleşir ve kalplerde bir iz bırakır.

Aşık Sümmani’nin Edebi Kişiliği

Aşık Sümmani, saz ve söz ustalığıyla Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyük ün kazanmış ve birçok kişiye ilham olmuş bir aşık olarak tanınır. Yeteneği ve sanatı sayesinde birçok çırak yetiştirmiştir, böylece müziğin ve edebiyatın geleneksel mirasının devamını sağlamıştır.

Sümmani’nin özgün tarzı olan “Sümmani ağzı” adı verilen ezgi, birçok türküde kullanılmış ve geniş bir hayran kitlesi edinmiştir. Onun türkülerinde duygu dolu sözler ve içten saz tınıları bulunur, bu da dinleyicileri derinden etkilemiştir.

Badeli aşık olarak anılmasının sebebi, bade içtiği ve rüyalarında aşkı Gülperi ile kavuşmayı hayal etmesidir. Bu romantik aşk hikayesi, onu diğer halk ozanları arasında özel bir yere taşımış ve kalplerde derin bir etki bırakmıştır. Aşık Sümmani’nin eserleri ve sanatı, Türk halk müziğinin önemli bir parçası olarak günümüze kadar yaşamaya devam etmektedir.

Aşık Sümmani Alevi mi ?

Alevi web sitelerinde veya bazı kaynaklarda Aşık Sümmânî’nin Alevi olduğu iddiaları yer alsa da, bu iddialar doğru değildir. Aşık Sümmânî’nin Alevilikle hiçbir bağlantısı yoktur ve bu tür iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.

Aşık Sümmânî, Türk halk şairlerinden biridir ve Türk halk müziği geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Hayatı boyunca saz çalarak ve türküler söyleyerek Anadolu’nun dört bir yanında tanınmış ve sevilen bir isim olmuştur. Onun sanatı ve şiirleri, Türk kültürünün bir parçası olarak günümüzde de değerini korumaktadır.

Ancak, tarihsel gerçekler ve kaynaklar, Aşık Sümmânî’nin Alevi inancıyla herhangi bir ilişkisi olmadığını açıkça göstermektedir. Bu nedenle, Alevilikle ilgili bazı iddialara karşı dikkatli olmak ve doğru bilgileri araştırmak önemlidir. Doğru ve sağlam kaynaklardan bilgi edinmek her zaman daha güvenilir olacaktır.

Aşık Sümmani Türküleri

  1. Bahar Gelir Yine Karşı Dağlara
  2. Beni Kınamayın Hakk’ı Sevenler 2
  3. Ceylan Gözlerine Kurban Olduğum
  4. Dağlar Bülbül Doldu
  5. Duldalanma Yar Mevla’yı Seversen 1
  6. Dünyanın Malından Sorar Bazısı 2
  7. Ervah-ı Ezelde Levh-i Kalemde 4
  8. Fare (Sen De Bildin Ben Bu Derde)
  9. Gel Gör Beni (Hastalandım)
  10. Gelmez Misiniz
  11. Gönül Halkasına Rahm-i Mederden
  12. Hey Ağalar Gideceğim Gurbete
  13. İrfanlık Olmaz (Öyle Kuru Dava)
  14. Kalksak Bu Yerlerden 1
  15. Kalksak Bu Yerlerden 2
  16. Kime Sual Edem Kimden Öğrenem
  17. Kimlere Sorayım Nasıl Edeyim
  18. Ko Desinler Ateşin Yok
  19. Layık (Sağ Melek Sol Melek)
  20. Ne Kadar Hub Olsa Şecer Üstüne
  21. Penek Kazasında Bağlar Seyrinde
  22. Sevgili Yavrumu Aldın Elimden
  23. Sor Bilir (Aşkın Harareti)
  24. Sorma Bir İnsanın (Bellidir)
  25. Şu Karşıki Yüce Dağlar
  26. Tövbekar Ol Gönül 2
  27. Uyandım Gafletten Oldum Perişan
  28. Var Mı (Bu Dünya Bir Ayarsız At)
  29. Varıp Gidem Bir Kamile Danışam
  30. Ya Ben Derdim Kime Şekva Edeyim
  31. Yol Ver Ulu Dağlar

Sonuç

Aşık Sümmani, Türk halk müziğinin önemli temsilcilerinden biridir. Saz ve söz yeteneğiyle kendine özgü bir tarz oluşturmuş ve türküleriyle halk arasında sevgiyle anılmıştır. Onun eserleri, Türk kültürünün zengin mirasının önemli bir parçası olarak günümüzde de değerini korumaktadır. Aşık Sümmani’nin halk şairi kimliği, gelecek nesiller için de bir ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Ancak, Alevilikle ilgili yanlış iddiaların gerçeği yansıtmadığı da tekrar hatırlanmalıdır. Doğru bilgilere dayanarak Aşık Sümmani’nin sanatını anlamak ve değerini takdir etmek önemlidir.

İlginizi Çekebilir
Nene Hatun1

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir