1. Anasayfa
  2. Genel

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu
12 Mart 1918 Erzurum'un Kurtuluşu
0

12 Mart Erzurum’un kurtuluşu kaç yılında oldu?

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu 1917 yılında Rusya’da Çarlık rejimi çöküp, Bolşevikler ülkeyi ele geçirince, Ruslar işgal ettikleri bölgeleri boşaltarak, ülkelerine dönerken, terk ettikleri kışlalara ve kontrol noktalarına hızla Doğu Anadolu’da Ermenistan hayali kuran Ermenileri yerleştirdiler. Erzurum; sahipsiz bir şekilde Ermenilere kalınca,  onlar da Erzurum merkez ve çevresinde soykırıma girişti. 

  10 Ocak 1918’de 1’inci Kafkas Kolordusu Komutanı Kâzım Karabekir, birliklerine Erzincan, Erzurum, Sarıkamış yönüne hareket emrini verdi. İşgal altındaki topraklarda, Ermeni zulmünü haber alan askerimizi tutmak mümkün değildi. Ordu uykusuzluğa, açlığa, kışa bakmadan ilerledi. Mehmetçik, 13 Şubat 1918’de alevler içinde yanan Erzincan’ı, 25 Şubatta Aşkale’yi kurtarmış ve 26 Şubat’ta Erzurum’a doğru akmaya başlamıştı. 11 Mart’ta Ilıca kurtarıldı.  

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Asker ve subay mevcudunun büyük bir bölümü, bölge insanından oluşan 3.Orduya bağlı Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 9. Kafkas Kolordusu, sağ kalan mazlumların imdadına yetişti. Türk vatanının Şarktaki göz bebeği olan şehri Erzurum, 12 Mart 1918 tarihinde, zalimlerin zulmünden kurtarıldı. Erzurum’un esaret günleri sona erdi.

Erzurum’un kurtuluşu ne zaman?

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Tarihi binlerce yıllık geçmişe dayanan, birçok medeniyete beşiklik etmiş olan Erzurum için 12 Mart 1918 tarihi dönüm noktalarından birisidir. Ülkemizin ve bölgemizin düşman işgalinden kurtuluşu olan bu günler aynı zamanda acının, kederin ve hüznün uzun süre yaşandığı, gözyaşının dinmediği zamanlardır.

27 Şubat 1918 günü Ermeni çeteler Erzurum’un Alaca köyünde Türkleri öldürdü ve Erzurum’da Türk çarşıları yakılmaya başlandı  26-27 Şubat 1918 gecesi Erzurum’da 3000 ila 8000 Müslüman öldürüldü. Rus Yarbay Tverdohlebof, Şubat 1918 sonlarında Erzurum’a yakın köylerdeki Türklerin “ortadan kaybolduklarını”, 1917 yılı ilkbaharında Ermeni çetelerin bölge halkının elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtir. Daha sonra Rus ordusu çekildikçe katliamların daha da arttığı, Erzurum’a çekilirken yoldaki Türk köylerinde halkın öldürüldüğünü, Ilıca‘da kaçamayan sivil halktan yaklaşık 800 Müslüman Türkün öldürüldüğü  Rus subaylar Yarbay Tverdohlebof ve Yarbay Grizyanov ve bazı akademisyenler tarafından belirtilmektedir

12 Mart 1918 Erzurum'un Kurtuluşu

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Türk Ordusu 15’inci Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir, Erzurum’da Ermeni çeteleri ile girdiği muharebe sonucunda galip geldi ve Erzurum’u işgalden kurtardı (12 Mart, 1918). Göç eden Erzurumlular, kısa süre sonra tekrar Erzurum’a dönmeye başladılar. Türk İstiklâl Harbi 23 Temmuz 1919’da Erzurum’da toplanan ve Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar ile fiilen ve hukuken başlatılmış oldu.

BATI ERMENİSTAN – “12 Mart” resmi olarak “Erzurum’un Kurtuluş” günüdür. O gün tüm kentte merkezi törenler yapılır. Ermeni ve “Moskof”[Moskovalı!] Rus kılığındaki “temsili düşman kuvvetleri” süngülenir, yerlerde sürüklenir… Kahramanlık öyküleri müsamere edilir.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Aziziye Tabyaları, Nene Hatun’lar, “Kahraman Dadaş” nutukları yeri göğü tutar.

Eskiden “anti-komünizm” ve “Ermeni düşmanlığı” için çifte kavrulmuş bir vesile olurdu. Şimdi daha çok Ermeni düşmanlığı geçerli…

Halbuki tüm bu hamaset, kahramanlık nutuklarının tersine Erzurum, Osmanlı-Türk ordusu için bir kahramanlık değil bir yenilgi abidesidir.

Rusya birisi ’93 harbi denilen 1877’de, diğeri 1. Dünya Savaşı’nda 1916’da olmak üzere iki kez Erzurum’u işgal etmiş,  ikisinde de yenilerek değil, kendisi şehri bırakmıştır.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Yani Osmanlı-Türk kuvvetlerinin Erzurum’da Rusya’ya karşı kazandığı herhangi bir askeri zafer yoktur! Rusya ile burada savaşa girip de onları yendikleri falan yoktur. O halde neyin kahramanlığı veya “kurtuluş”u kutlanır?

Ona bakalım…

1800’lerin başı itibariyle, Erzurum vilayetinde 97.000 Ermeni köyü vardı ve bunların içinde 400.000’den fazla Ermeni yaşamaktaydı. Ancak, 1821-22, 1829-30, 1854-55, 1877-78’de Osmanlı İmparatorluğu’nun önderliği tarafından organize edilen birçok pogrom nedeniyle ve özellikle 65 bin kişinin öldürüldüğü 1895 katliamından sonra Ermenilerin sayısı 203.000’e düşmüştü, Ermeni köylerinin çoğu nüfusunu tamamen kaybetti ve daha sonra buralara Müslümanlar yerleşti.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Erzurum’un Rusya tarafından ilk işgali 1877 Osmanlı-Rus savaşında gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu 1878 Ayastefenos (Yeşilköy) Anlaşmasıyla ağır yenilgiyi kabul etti; Erzurum ve Kars Rusya’ya bırakıldı.

Osmanlı İmparatorluğu, 16. Madde ile “Doğu vilayetlerindeki Ermeni halkı için idari reform programı uygulama ve güvenliklerine sağlama” sözü verdi.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Daha sonra Rusya’nın ağırlık kazanmasından rahatsız olan Avrupalı devletlerinin, özellikle de Almanya’nın  müdahalesi ile aynı yıl yapılan 1878 Berlin Konferansı’nda Erzurum, yeniden Osmanlılara geri verildi.

Berlin Antlaşmasının 61. maddesiyle “Ermeniler için reform yapma” sözü tekrarlanıyor ve garantör ülkelerin, bilgi ve nezareti şartı kabul ediliyordu. Ermeniler lehine idari reform yapılacak olan “Vilayât-ı Sitte” (4 doğu vilayeti) içinde Erzurum da vardı.

Erzurum’un Rusya tarafından 2. işgali ise 1.Dünya savaşı başlar başlamaz Rusya’ya savaş açan İttihatçıların 1914 Aralık -1915 Şubat aylarında Sarıkamış’ta büyük bir bozguna uğramaları sonucu gerçekleşti.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Rusya ilerlemek için acele etmedi. Rus Kafkas Ordusu Erzurum’a ancak bir yıl sonra Nisan 1916’da ulaştı. Herhangi bir direnişle karşılaşmadan kenti teslim aldılar.

Ne var ki Osmanlı Devleti geçen sürede boş durmamış, Ermeniler için söz verilen idari islahattan ve bunun sonucu Ermenilerin bağımsızlığından kaçınmak için geniş kapsamlı bir sürgün ve soykırımı yürürlüğe sokmuştu.

Çünkü Osmanlı Devleti Ayastefanos ve Berlin Antlaşmalarında taahhüt ettiği Ermeni Reformu’nun 36 yıl ayak sürüdükten sonra, nihayet  8 Şubat 1914’de somut bir programla kabul edip, imzalamıştı. Sadrazam Sait Halim Paşa ile Rusya adına Konstantin Gulkeviç arasında imzalanan bu sözleşme ile reformlara nezaret edecek olan Avrupalı müfettişler bile belirlenmişti. Örneğin Erzurum, Sivas ve Trabzon vilayetleri için Norveç ordusundan Binbaşı Hoffmüfettişlik yapacaktı.

Ermenilerin tehcir edilmesi kararıyla, reform planı geri dönüşsüz ortadan kaldırılmış oluyordu.

1915’de Erzurum’un yerlisi Ermeni ahali 5 ayrı konvoy halinde tehcir edildi.

17 Haziran 1915’de, sürülen Ermenilerin ilk konvoyu Erzincan’a gönderildi ve Harput’a ulaşmadan önce imha edildi. 400 polis memuru nezaretinde gerçekleştirilen ikinci konvoy, Bayburt’taki çeteler tarafından saldırıya uğradı. Hayatta kalanlar Kamah-Eğin-Arabkir-Musul yolu boyunca öldürüldüler. 3.000 kişiden oluşan üçüncü konvoy Kamah’ya ulaşmadan önce kesildi. 9 bin kişiden oluşan dördüncü konvoy Fırat Nehri’ndeki Aşkale ve Kamah Boğazı bölgesinde yok edildi. 18 Temmuz’da şehirden çıkartılan Ermenilerin beşinci konvoyu da ilk dördünün kaderi bekliyordu.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu O zaman basında çıkan haberlere göre, Rus ordusunun gelmesinden önce 1916 yazına kadar “Erzurum kent merkezi ve çevre çevredeki köylerden 65 bin Ermeni yok edilmişti. Ruslar Erzurum’a girdiğinde yalnızca 50 Ermeni kamıştı: Onlar da Türk ordusunun ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikli ustalardı…

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Rusya’nın Erzurum’u almasından sonra 1916 yazında, burada katliamdan kaçan Erzurum sakinlerine yardım etmek ve kendi ülkelerine geri dönmek için Mülteciler Komitesi oluşturuldu. Hastane ve yetimhane okulu kuran Moskova Ermeni Komitesi, Erzurum’da faaliyete geçti. Yaralar onarılmaya çalışıldı. 1917 yılında Erzurum askeri komutanı tarafından atanan K. Çakıryan, yüzlerce geri dönen mülteciyi şehir ve köylere yerleştirilmişti. Bu sayede 25 bin kadar Ermeni tekrar yerleştirilebilmişti.

Rus Kafkas Ordusu 1916 Nisan’ından 1917 Ekim devrimine kadar Erzurum’da kaldı.

1917 Nisan’ında demokratik bir devrimle Rus Çarı devrildi ve parlamento yönetime el koydu. Sol grupların da desteklediği Kerensky’nin başbakanlığında Geçici Bir Hükümet kuruldu. Kerensky Hükümeti döneminde Rusya’nın tüm cephelerdeki ilerlemesi ve askeri aktivitesi durmuştu.

Ne var ki yönetimdeki siyasi kriz ağırlaşarak devam etti ve bu kez Ekim 1917’de Bolşevikler ülke genelindeki Sovyetler (İşçi, Köylü ve Asker Konseyleri) eliyle yönetime el koydu. Rus Sosyal-Demokrat İşçi Partisi (RSDİP) savaştan derhal çıkılmasını ve acilen barış yapılmasını istiyordu.  Nitekim Bolşevik liderliğinin yaptığı ilk iş Rusya’nın savaştan çıktığını ilan ederek acilen Barış Konferansı çağrısı yapmak oldu.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Bolşevik Hükümet, 5/18 Aralık 1917’de Osmanlı ordularıyla bir ateşkes imzaladı. Böylece Osmanlı imparatorluğu ile Rusya arasındaki savaş fiili olarak sona ermiş oldu. Rusya kısa sürede işgal ettiği bütün cephelerden askerini çekeceğini ama bu yerlerdeki yönetim biçimine orada yaşayan halkların karar vermesi gerektiğini belirtiyordu. Buna karışmayacaktı.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Hem askeri olarak çekildiği cephelerde hem de İmparatorluğunun genelinde nasıl bir yönetim oluşacağı henüz belli değildi.  Bolşevik Devriminin temel ilkelerinden olan “ULUSLARIN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI” gereğince birçok yerde bağımsız ya da federal devletler ilan edilmeye başlanmıştı.

Bunlardan biri de 15/28 Kasım 1917 Tiflis’te bir Güney Kafkasya Komiserliği’dir. Yetkisi, Güney Kafkasya Meclisinden (eski Kafkasya Seymi) kaynaklanan bu komiserlik yerel otoritelerin bir koalisyonu gibiydi. Boşalan otoritesinin yerini doldurmayı uman Azeri önderler, Gürcü toprak sahipleri, yönetici bir sınıf olmayı uman radikal Gürcü aydınları…

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Gürcü ağırlıklı bu komiserliğin başkanı Gegeçkori idi. Tiflis’te toplanan Kafkasya Seym’i artık Duma’ya, Petrograd’a milletvekili gönderemeyecekti. Öncelikle bağımsızlık talep etmiyor, sadece kurucu meclis Petrograd’da toplantıya çağırılıncaya kadar otorite talebinde bulunuyordu. Ama Bolşeviklere de karşı olan komite, kurucu meclisin dağıtılmasından sonra kurulan Rusya Sovyet Hükümetini reddettiği için de facto olarak bağımsızlık statüsü kazanmaktaydı. Böylece, bu bölgede GÜNEY KAFKASYA BİRLEŞİK HALK CUMHURİYETİ kurulmuş oldu. Erzurum vilayeti de bu hükümetin nüfuz alanı içinde kalıyordu.

Rusya çekiliyordu fakat Trabzon, Erzincan, Erzurum, Muş, Bitlis, Kars, Ardahan, Batum’a kadar olan bölgedeki askeri birlikler artık Rusya’nın değil, Güney Kafkasya Birleşik Halk Cumhuriyeti’nin emrine girmiş olmaktaydı. 1918’in Şubat-Mart ayında Kafkasların Güneyinde Rus ordusuna mensup hiçbir askeri birlik kalmamıştı..

Aynı şekilde Rus ordusunun çekildiği yerlerde yönetimi yerel güçler de ele almaya başladı. Başlıca dört bölgede, Trabzon, Erzincan, Oltu ve Kars‘ta “Şûra” (yani Sovyet) hükümetleri kuruldu.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Çekilme ve devir teslimde ise tam bir karmaşa hakimdi. Rus askerlerinin çoğu “Savaşa karşı barış” sloganıyla artık silahlarını bırakmıştılar, savaşmak istemiyor bir an önce evlerine dönmek istiyorlardı, disiplin bozulmuştu. Birliklerin hangi komutanlıklara bağlı olacağı da büyük bir sorundu.

Kağıt üzerinde çözülmüş gibi görünen hiçbir şey fiilen işlemiyordu. Rus subayları da yerel yöneticilerin emrine girmek istemiyor, garnizonlara kimin nasıl hakim olacağı da belirsizdi. Emir komuta zinciri ve askeri örgütlenme yerini kaos ve karmaşaya bırakmıştı.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Aynı şekilde FEDERATİF bir devlet kurmuş olsalar da Gürcü, Ermeni ve Azeri yönetici ve partileri arasında da nasıl bir yönetim ve paylaşım  yapılacağı konusu keskin bir rekabet, ve çelişkiler vardı. Kendi kaderini tayin hakkı ilkesine ters olarak yönetim, Bolşevik hükümet tarafından henüz tanınmamıştı.

13 Ocak 1918 günü Petrograd’da Pravda gazetesinde Lenin ve Stalin imzalı “13 nolu Decret” diye anılan bir bildiri yayınlandı. Bu bildiri Ermeni sorununun nasıl ele alınacağına dair Bolşeviklerin resmi görüşünü yansıtıyordu.

“… İşçi ve köylü hükümeti Rusya’da ve Türkiye’de, Ermenilerin isterlerse tam bağımsızlığa dek kendi kaderlerinin tayin etme haklarını destekler. Komiserler Meclisi (Bakanlar Kurulu) bu hakkın gerçekleştirilmesinin ancak özgür bir referandum için önceden inancalar sağlanmasıyla olabileceği kanısındadır. Bu inancalar şunlardır:

1- Türk Ermenistan’ı sınırlarından askeri birliklerinin çabucak çekilmesi ve durmadan bir Ermeni milisi kurulup orada can ve mal güvenliğinin sağlanması.

2- Yakın bölgelere sığınmış olan Ermeni göçmenlerinin yerlerine dönmeleri,

3- Savaşın başından beri Türk hükümetince sürülmüş olan Ermenilerin yerlerine dönmeleri,

4- Demokratik ilkelere göre seçilmiş saylavlardan kurulmuş geçici bir Ermeni ulusal hükümetinin oluşturulması. Bunun koşulu Türkiye barış görüşmeleri sırasında ileri sürülecektir,

5- Bu yönlerin gerçekleşmesi için Kafkas İşleri Komiseri Şomiyan/Şahumyan/, Ermenilere yardım edecektir,

6- Ermeni topraklarının yabancı birliklerce boşaltılması için karma komisyon kurulacaktır.”

30 Ocak 1918’de Traskafkasya’ya bağlı Ermeni devletinin restorasyonu ilan edildi ve başkenti Erzurum ilan edildi. Bölgenin Güney Kafkasya Cumhuriyetinin denetimine geçmesi üzerine kendisine general rütbesi verilmiş olan Ermeni Gönüllü Alayları’nın komutanı Antranik Ozanyan, idareyi almak üzere Şubat 1918’de Erzurum’a gönderildi.

Fakat Rusların savaştan çıkması ve Kafkas Cephesi’nin çöküşünden bölgedeki karmaşa ve otorite boşluğundan istifade etmek isteyen Kâzım Karabekir komutasındaki Osmanlı 3. Ordusu, 15 Şubat 1918’den itibaren Rus-Türk ateşkesini ihlal ederek Ermenilerin güçlenmesine fırsat vermemek için hızla Rusların boşalttıkları yerlerde tekrar yönetimi almak üzere ileri hâreketa başlamıştı. İlk olarak Trabzon’daki yerel yönetime son verilmişti bile.

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Antranik, Erzurum’a ulaştığında tam bir kargaşa ve otorite boşluğu ile karşılaştı. Kentte en az on otonom askeri grup bulunuyordu. Kimse kimseyi dinlemiyor ve herkes birbirine emirler yağdırıyordu.

“Yalnızım, Erzurum surları altında yalnız düştüm. Bunu gelecek nesillere böyle aktarın!”

Ermeni gönüllü alaylarının savunma gücü yoktu; çünkü kitle tabanı olacak ahali ya sürülmüş ya öldürülmüştü. Zaten Osmanlı ordusu, Kürt aşiret alaylarını da yanına almıştı.

Antranik’in üç hafta içinde cepheyi toparlama şansı yoktu. Birlikleri Kars’a doğru geri çekilir.

12 Mart 1918’de, Wehib Paşa komutasında ilerleyen 25.000 kişilik Türk ordusu KİMSEYLE SAVAŞMADAN rahatça Erzurum’a girdi.

Kısaca Osmanlı-Türk ordusu Rus askerlerinin boşalttığı Erzurum’u geri aldı ama kahramanca savaşılıp “kurtarılarak” değil, Rusların zaten savaştan çıkmaları, Ermenilerin de şehri savunacak güçleri olmaması nedeniyle oldu bu…

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Ermeni birliklerinin geri çekilişi Serdarabad’a kadar sürdü. Birlikler burada toparlanıp saldırıya geçerek 25 Mayıs 1918’de Osmanlı ordusuna karşı büyük bir zafer elde ettiler ve onları durdurmayı başardılar. Eğer bu savaş kazanılmasaydı, kuşkusuz bugünün Ermenistan’ devleti belki de kurulamayacaktı. Çünkü Osmanlı orduları hiçbir anlaşmaya uymayarak Baku’ye kadar gitmişlerdi. Ancak Ekim 1918’de Mondros ateş-kes anlaşmasıyla birlikte yenilgiyi kabul edip geri çekilmek zorunda kaldılar.

Bugün 12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu, aslında bir vatan savunması veya askeri kahramanlık öyküsü olarak değil, Batı Ermenistan’ın tarihe “gömülme” sevinci olarak kutlanıyor…

Tarihsel “Rus düşmanlığı” ile “Sovyetler Birliği” şahsında “anti-komünizm” yükselen değer olunca Erzurum’un “kurtuluşu” hep Ermeni, Rus ve komünizm düşmanlığı günü olarak kutlandı. Eğer Erzurum’un “kurtuluşu” (geri alınışı) kutlanacaksa bunu Ekim devrimi ve Bolşeviklerin savaş karşıtı politikalarına, daha sonra da Kemalist Ankara hükümetini desteklemiş olmalarına borçlu olmaları nedeniyle, Türk devlet bürokrasisinin o günü “Bolşevizme Şükran Günü” olarak kutlamaları daha hakkaniyetli olurdu.

Sonuç olarak; bu dönemin Türk resmi tarihinin tüm çarpıtma ve yalanlarından arındırılarak öğrenilmesi önemlidir. Özellikle “Türk Kurtuluş Savaşı” denen Türk ulus devlet kurma sürecinin nasıl ve hangi koşullarda gerçekleştiğini anlamak bakımından gereklidir.

Bu yıl Türkiye “Milli Mücadele”nin 100. Yılını (19 Mayıs 1919) kutlama babından resmi tarih yalanlarını tazeleyecek. Ben de elimden geldiğince bu dönemde olup bitenleri “karşı tarih”, “alternatif tarih” yaklaşımıyla ezilen halkların, kültürlerin ve emekçilerin cephesinden tartışmaya çalışacağım.

“ERZURUM DEMEK 12 MART DEMEKTİR,

ERZURUM DEMEK TÜRKİYE DEMEKTİR”

12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu Erzurum Kongresi toplanmış ve tarihe ‘Vatan bir bütündür, asla parçalanamaz’ hükmü kaydı düşülmüştür. Erzurum Kongresi ile milli direnişin sembolü olan bu kadim memleket, nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna öncülük etmiş, bağımsızlığımızın vücut bulduğu sağlam bir zemine dönüşmüştür. Hal böyle olunca; 12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu milli tarihimiz açısından çok kıymetli bir zaman dilimi olmuş ve bu hal üzere Erzurum, Anadolu’nun ve dahi Türkiye Cumhuriyeti’nin tarifi haline gelmiştir. Şimdi burada o tarifi yapmak gerekirse eğer:

Bilinmelidir ki; 12 Mart demek, Erzurum demek; Erzurum demekse Türkiye’nin ta kendisi demektir… Tabi, 12 Mart’a yine çok özel bir anlam kazandıran hususlardan birisi ise, bu günün aynı zamanda İstiklal Marşımızın kabul günü oluşudur… Bu vesile ile İstiklal Marşımızın kabul edilişinin 99’uncu yılını da buradan kutluyor, milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy’u da rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum. 12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu elbette bizim ve milletimiz için sadece milli imanı ifade etmiyor… 12 Mart 1918 Erzurum’un Kurtuluşu, bu tarihten önce yaşanan karanlık günleri de, aslında hafızalarımızda saklı tutuyor… Az önce de ifade ettiğim gibi; Erzurum’un yaşadığı son işgal, hepimizin de malumu olduğu üzere Rus işgalidir… Ermenilerin de parçası olduğu bu işgal, aslında Erzurum için karanlık günlerin de başlangıcı olmuştur… Erzurum’da yıkıcı faaliyetlerde bulunan, hunharca cinayetler işleyen Ermeni çeteciler, tarihi vesikalarla sabittir ki; 3 ay içerisinde 50 bin Müslüman Türkü soykırıma uğratmışlardır.”

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir