1. Anasayfa
  2. Genel

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler
0

Erzurum’a Verilen İsimler

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler  Fırat, Aras ve Çoruh nehirlerinin su bölümü çizgisi Erzurum ili sınırları içerisinde bulunduğu için Erzurum’un ilgi çekici bir özelliği bulunmaktadır. Tarih boyunca sahip olduğu verimli toprakları, yer altı kaynakları ve askeri bakımdan korunaklı bir bölge olması dolayısıyla birçok devletin yönetimi altına girmiş ve özel konumunun avantajına rağmen birçok devlet tarafından da istila edilmiştir. Bu özellikleri dolayısı ile de şehir, tarih boyunca birçok değişik isim ile anılmıştır.

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler bu değişik isimlerinin kökeni üzerinde ayrıca durmak gerekir. Erzurum’un yazılı tarihine ilişkin ilk belgeler Hitit (Boğazköy) dönemine aittir. Burada bulunan tabletlerden, yörenin uzun süre savaşlara sahne olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şehir, Hitit kaynaklarında “Azzi-Hayaşa” ülkesi olarak geçmektedir. Konu ile ilgili kaynaklar gözden geçirildiğinde; şehir için “Karintis, Karin, Carin, Karana, Karnoi Kalghak, Karnoi Kağak” gibi isimlerin kullanıldığı görülmektedir.

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler Sakalar devrinde, Erzurum Ovası eski adı ile “Karun-Karannist” isimleri ile anılmıştır. Ermeniler, bölge üzerinde hüküm sürdükleri dönemlerde Karun ismine benzer bir isim kullanmışlardır. Romalıların istilasından önce Erzurum’un bulunduğu yerde Ermenilerin “Karin, Karna, Garin” diye adlandırdıkları bir şehir olduğu bilinmektedir. Biraz daha uzunca bir adla bu şehre Karin mıntıkasının beldesi manasına gelen “Karnoi, Kalhak” adı da verilmiştir.

Erzurum'a Tarih Boyunca Verilen İsimler
Üç Kümbetler

Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra, Erzurum Doğu Roma’nın sınırları içinde kalmıştır. Genç imparator Theodosius, Sasanilere karşı Fırat’ın yukarı havzasında bir şehir inşa edilmesini istemiş ve bunun için kumandan Anatolius’u görevlendirmişti. Bizanslılar ile Sasaniler arasındaki savaşın devam ettiği sürede 1415-1422 yılları arasında yaklaşık yedi yıllık bir çalışmanın sonucunda, Bizans’ın doğusunda müstahkem bir şehir inşa edilmiştir.

Anatolius, yaptırılan bu şehre imparatorun adına izafen “Theodosiopolis” adını vermiştir. Şehir kurulduktan sonra Bizanslıların şehre verdikleri önem artmaya başlamış, Bizanslılar özellikle şehrin imar edilmesi için çalışmalar yapmıştılar. Bizans İmparatoru Anastasius’da, Theodosipolis’i yeniden tahkim ettirmiş ve kendi adına izafeten şehre “Anastosiopolis” denilmiştir. Ancak eski ismi kullanmayı adet edinen halk, Theodosiopolis’i tercih etmiş, imparatorun ölümünden sonra Anastosiopolis ismini kullanmamıştır.

VIII. yüzyılda Erzurum’a Verilen İsimler

VIII. yüzyılda ise İslam yayılışı Erzurum’a kadar nüfus etmiştir. Emevi ve Abbasiler Rumca ismi kaldırarak, “Kalikala”yı kullanmışlardır. Taberi, Belazuri, Vakıdi ve diğer İslam yazarları da eserlerinde hep bu adı zikretmişlerdir. Arapların, Kalikala ismini kullanmaları ile ilgili olarak iki farklı fikir öne sürülmüştür. Bunlardan ilki, şehirde üretilen halılardan adının “Kali” veya “Kalikala” olarak adlandırıldığı fikridir.

İkincisi ise, Ravilerin dediklerine göre, zaman zaman Rumların idaresi parçalanmış ve çeşitli beyliklere ayrılmıştır. Ermenyakos’da bu beyliklerin emirlerinden birisiydi. O öldükten sonra karısı emir olmuştur ve onun adı da Kâlî imiş. Kalikala şehrini yaptıran bu kadın emire şehre “Kâlî Kale” adını vermiştir. Bunun manası Kâlî’nin ihsanı, hediyesi demektir. Bu kadın emire ayrıca, şehrin kapılarından birisi üzerine resmini yaptırmıştır. Araplar Kâlî Kale kelimesini Arapçalılaştırarak Kalikala demişlerdir.

Ovanın eskiden beri meskûn olan en büyük ve en mamur şehri “Erzen”dir. Bu şehrin “Erze, Arze, Erzen” şekillerinde adlandırıldığı da görülmüştür. Selçukluların Azerbaycan Valisi İbrahim Yınal ve Kutalmış, 1048 yılında Doğu Anadolu’ya ulaşmışlardı. Bizans topraklarına karşı taarruza geçen Selçuklular, Theodosiopolis şehrinin kuzeybatısında bulunan “Artze-Erzen” (Bugünkü Karaz) şehrini muhasara ederek ele geçirmişlerdi.

İbrahim Yınal, Erzen şehrini yakıp yıkmıştır. Erzen şehri bir harabe ve kül yığını haline geldiği için tamir edilememiş ve yüzüstü bırakılmıştır. Şehrin kılıç artığı sağ kalan halkı Theodosipolis’e çekilmiştir. Bu yanık şehre Türkler “Kara Erzen, Kara Arza, Kara Arz” demişler ve bu ad zamanla halkın dilinde “Karaz” olmuştur. X. yy.’dan önce Erzen adını taşıyan üç şehir vardı. Bunlardan birisi, Ahlat yakınlarında, ikincisi şimdiki Erzurum, üçüncüsü ise İran’da Şiraz civarında bulunan Erzen’dir. Araplar diğer Erzen’lerden ayırmak için bir dönem Romalıların idaresi altında kalan şimdiki Erzurum Şehri’ne Erzenirum adını vermişlerdir.

Erzurum’a Tarih Boyunca Verilen İsimler Erzenirum ismi, halk arasında Roma Erzen’i olarak kabul gördüğü ve uzun yıllar boyunca hep böyle kullanıldığı, Erzurum tarihi ile ilgili kaynaklarda belirtilmektedir. Erzurum ile ilgili çeşitli tarihi metinlerde, kitabelerde ve paralarda Erz-i Rum, Erzen-ir Rum, Arz-ı Rum isimlerinin de kullanıldığı görülmektedir. Başka bir görüşe göre ise, Erzen şehri Türkler tarafından zapt ve tahrip edildikten sonra, Theodosiopolis’e sığınan insanlar, eski şehirlerinin ismini yeni taşındıkları bu şehre de vermişler ve Erzen haline gelmesini sağlamışlardır.

Erzurum isminin tarih boyunca değişik şekillerde kullanımıyla ilgili; Türk, Arap, Avrupalı seyyahlar ve tarihçilerin de fikirler öne sürdükleri görülmektedir. Bu seyyah ve tarihçilerin adlandırmalarını da şöyle belirtebiliriz. Coğrafya çalışmalarıyla tanınan batılı müsteşrik* G. Le Strange, Fırat ve Karasu, Erz-i Rum’un kuzeyindeki Kalikala eyaletindeki bir dağdan çıkar. Bu mühim şehri Araplar, Erzenu’r-Rum, Ermeniler Karin, Yunanlılar Theodosiopolis diye adlandırırlar şeklinde ifade etmiştir.

Kazvini: “ Kalikala İrminiye’de bir şehirdir. İsmi “Kali” olan bir kadına nispet edilir. Dara Ebcerd denmesi gibi, Kalikala’ya da sanki “Kali Benet” demişlerdir. Kali kendi resmini şehrin kapısına yaptırmıştır. Oradan kali denen zulâlî ve halı getirilir, halkı iyi sanatkârdır, başka şehirlere de götürülürler. Süryani müellifi Ebu’l-Faraç, bu şehirden “Erzenürrum” olarak söz eder. Urfalı Mateos, Vekayiname isimli eserinde “Ardzen-er-rum” (Ardze des Romano) ve “Ardzın” isimlerini kullanmıştır.

Bazı yabancı seyyahlar ise Erzurum’u; Erzeron, Erz-Roum, Erzerum, Erze-Roum, Erzen-i Rum gibi farklı imlalar ile zikretmişlerdir. Evliya Çelebi ise Seyahatname adlı eserinde şöyle ifade etmektedir: bazılara “Ere zulüm” demişler. Azerbaycan toprağında Ermen vilayetlerindendir. Daha sonra Erzenu’r-rum eyaleti veya Erzurum vilayeti şeklinde söylenmektedir. Erzurum yöresi ”Darel-Celal” (buradaki Celal kelimesi, büyüklük, ululuk, şan, azamet) ismini de taşıdı.

Dede Korkut Destanında ise (şehirde dâhil olmak üzere) ova Karun İli diye geçmektedir. Lûgat-i Tarihiyye ve Coğrafiyye sahibi Ahmet Rıfat Bey’in Galatatt-i hafidiye’sine göre “Erzurum” kelimesinin “Rum’un en yüksek yeri” manasına gelen “Erzen-ir-Rum”dan meydana geldiğini söylüyor. Bunun “Romalıların Hisarı” manasına “Arx-Romanorum’dan kısaltılarak yapıldığını söyleyenler de vardır. Tarih boyunca Erzurum’a birçok isim verilmiştir. Ancak bütün bu isimler içerisinden günümüzdeki isim ile en bağlantılı olanı yabancı seyyahların verdiği isim olan Erzen-i Rum veya Roma’nın en yüksek yeri anlamına gelen Arx-Romanorum’dur.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir