1. Anasayfa
  2. Genel

Erzurum’da Çocuk Oyunları

Erzurum’da Çocuk Oyunları
Erzurum'da Çocuk Oyunları
0

Erzurum'da Çocuk Oyunları

erzurumca.com

Erzurum’da Çocuk Oyunları Gelişmiş ülkelerde teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak yeni oyuncaklar ortaya çıkmıştır. Eski oyuncaklar ve oyunlar ise koruma altına alınmaya çalışılmaktadır. Böylece, o kültüre özgü oyun ve oyuncaklar nesilden nesillere aktarılacaktır. Sözlü gelenekler ya da somut olmayan kültürel miras korunmuş olacaktır.

Gelecekteki çocuk eğitimcileri de çocuk tarihi araştırmalarında bu birikimden yararlanmış olacaklardır. Maalesef Erzurum ve çevresinde de oynanan fakat bugün unutulmaya yüz tutmuş çok sayıda yöresel çocuk oyunu vardır. Bu oyunların başında aşık oyunu gelmektedir. Bunun dışında gırcangeç, kuka, dokuz çomak, istop, biliya (misket) gibi daha birçok oyun vardır.

Yüzük Oyunu

Genellikle, kış aylarında köylerdeki köy odalarında oynanır. En az dört kişi tarafından oynanır. Oyuncular eşit sayıda iki takıma ayrılırlar. Takımlardan biri ters çevrilmiş bir kalburun üzerine yedi çay tabağını ters çevirerek birinin altına bir yüzük saklar. Diğer takım iki denemede yüzüğü bulmaya çalışır bu denemelerin her birine baş vurma denir. İki denemede yüzüğü bulurlarsa bir puan alırlar bulamazlarsa diğer takım bir puan alır. Takımlardan hangisi önce 21 puana ulaşırsa oyunu kazanır. Kaybeden takım tüm oda sakinlerine meyve ikram eder.

Kelepçe Hatun (Kepçe Hatun)

Genellikle ilkbahar, yılbaşında ve yaz mevsimleri kurak geçip de tarımsal faaliyetler olumsuz etkilendiği zaman gerçekleştirilen bir ritüeldir. Çocuklar ve gençler uzun saplı bir süpürgeye elbise giydirip korkuluk benzeri bir bebek yaparlar. Bu bebek güya kelepçe hatundur. Sonra kelepçe hatunun kollarından tutarak kapı kapı dolaşıp bir tekerleme söylerler.
Kelepçe hatun kelepçeee
Kelepçe hatun ne ister
Sarı ineğin yağını, pottik tavuğun yumurtasını ister
Tarlada çamur, teknede hamur
Ver Allah’ım ver, bir sulu yağmur
Bu tekerlemeyi duyan ev sahibi gençlere yağ ve yumurta verir. Köyde
tüm evler dolaşılıp toplanan malzemeyle kaygana pişirilir ve hep birlikte yenilir.

Deve Oyunu

Yılbaşında gençler kendi yaptıkları kostümlerle iki kişiyi deve kılığına sokarlar. Yaptıkları bu devenin boynuna ziller ve süsler asarak davul zurna eşliğinde sokaklarda dolaştırıp eğlenirler.

Aşık Oyunu

Asik Oyunu

Küçükbaş hayvanların yani koyun ve keçilerin arka ayaklarındaki eklem kemiğine aşık denir. Bu eklem kemiği çıkarılır sonra temizlenir ve bir oyun aracı olarak kullanılır. Aşık oyununun birçok türü vardır. Aşık oyunu genelde bilye (misket) oyunuyla oynayış şekli ve kuralları açısından benzerlik gösterir. Bu oyun bizim Orta Asya’dan beri oynadığımız çok eski bir oyundur. Öyle ki Dede Korkut Hikâyeleri’nden Boğaç Han hikâyesinde aşık oyunundan bahsedilmektedir. Günümüzde Kırgızistan, Kazakistan ve Türkmenistan gibi ülkelerdeki soydaşlarımız tarafından da oynanmaktadır.

Aşık oyununda oyuncuların atışlarını yaptıkları esas aşıklarına eneke denir. Enekeler ağır olması, atış yapıldığında çizgideki aşıkları çemberin dışına çıkarabilmesi açısından önemlidir. Bunun için enekelerin etrafına bakır tel sarılarak veya üzerine eritilmiş kurşun dökülerek ağırlaştırılır. Aşık oyununun bilinen birçok çeşidi içerisinde en yaygını çizgi oyunudur. Çizgi oyunu nasıl oynanır kısaca anlatalım.

Bir çember çizilip içerisine bir çizgi çekilir. Çizginin üzerine her oyuncu bir adet aşık diker. En az beş metre uzakta olmak kaydıyla çemberin karşısına bir ebe çizgisi çizilir. Oyuncuları ebe çizgisinden enekelerini atarak çizgi üzerindeki aşıkları çember dışına çıkarmaya çalışırlar. Çember dışına çıkarabildikleri aşıkları alma hakkını kazanırlar. Oyunlarımıza ait ibleşmek, mılli tutmak, cığızlanmak, sayışmak gibi deyimlerde bulunmaktadır.

Koza Leppik (Kota Leppik)

Altı yedi kişiyle oynanır. Oyuncuların leppik ismi verilen küçük bir defter boyutunda yassı taşları vardır. Oyunda temel amaç bu leppikler ile hayvan tırnağından yahut yuvarlak bir taştan yapılmış kota veya kozayı vurarak çember dışına çıkarmaktır. Oyunun genel mantığı tütünüm eğri ile aynıdır.

Holla Çellik

Birisi uzun diğeri kısa iki sopa ile oynanan bir oyundur. Kısa olan holla uzun olan ise çellik olarak isimlendirilir. Oyuncu elindeki çelikle ebe denilen başlangıç çizgisinde yerde bulunan hollayı bir ucuna vurarak yerden kaldırmaya çalışır. Holla havadayken çelikle vurup olabildiğince ebeden uzaklaştırmaya çalışır. Holla yere düşmeden oyuncu yetişip çelikle yeniden vurabilir. Holla yere düştüğünde düştüğü yer ile ebe arasındaki uzaklık adımla ölçülür ve oyuncunun hanesine yazılır. Oyuna başlarken belirlenen adım sayısına ilk önce hangi oyuncu ulaşırsa oyunu kazanmış sayılır.

Tütünüm Eğri

Cirit sopasına benzer değneklerle oynanır. Ebe ismi verilen bir başlangıç çizgisi çizilir. Yaklaşık dört beş metre uzağa bir değneğin sığacağı kadar küçük bir çukur açılır. Çukurun içine ebenin değneği konurlur. Ebe olacak kişi ya mılli tutarak, yahut sayışarak bazen de cirit atarak belirlenir. Oyuncular değneklerini cirit gibi atarak ebenin değneğini çukurdan çıkarmaya çalışırlar. Değnek çukurdan çıkarılırsa ebe değneği yerine koymadan oyuncular koşup attıkları değneklerini alıp başlangıç çizgisine dönmek zorundadırlar. Ebe değneğini çukura koyar koymaz değneklerini attıkları yerden almaya koşan oyuncuları sobelemeye çalışır. Başlangıç çizgisine ulaşmadan sobelenen oyuncu ebe olur.

Eçço Meçço

Eçço, meçço, nalha meçço, nal, mıh, gel, al, gurtar, çıh. Kırk, kırk bir, kırk iki,
kırk üç, kırk dört, kırk beş, kırk altı, kırk yedi, kırk sekiz, kırk dokuz, elli. Ebelik bundan belli. Olur, olmaz, önce, sonra, ben bu oyundan çıktım

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir